Uğur Dündardan zehir zemberek dilekçe

  • Ana Sayfa
  • Uğur Dündardan zehir zemberek dilekçe
Uğur Dündardan zehir zemberek dilekçe
Uğur Dündar Ergenekon Soruşturması'nı yürüten 6 savcı hakkında HSYK'ye başvurdu. Zehir zemberek bir dilekçe yazdı. Abone ol

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan Ergenekon İddianamesi'ne özel hayatıyla ilgili iddiaların konu edilmesine tepkisini Star Tv'de yayınlanan ana haber bülteninde dile getiren Uğur Dündar, avukatı aracılığıyla Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na başvuruda bulundu.

UĞUR DÜNDAR ZEHİR ZEMBEREK

Dündar, avukatı aracılığıyla yaptığı başvuruda Ergenekon Soruşturması'nı yürüten Cumhuriyet Savcıları Ercan Şafak, M. Ali Pekgüzel, Fikret Seçen, Mehmet Murat Yön seo hizmeti der, Zekeriya Öz ile Nihat Taşkın'ın meslek ve ahlak kurallarına aykırı olarak soruşturma ile hiçbir ilgisi olmamasına yer alan açıklamalarla kendisi ve ailesinin namusuna dil uzatıldığını belirtti. Dündar, zehir zemberek dilekçesinde Ergenekon Soruşturması'nı yürüten 6 savcının 'bağımsız, tarafsız, doğru ve tutarlı, dürüst, eşitlikçi, ehliyet ve liyâkat sahibi olmaktan uzak' olarak niteleyerek cezalandırılmalarını istedi.

Ajans Haberturk'e göre; Ergenekon Soruşturması ile ikinci iddianamenin açıklanmasının ardından kendisi ve ailesiyle ilgili ifadelerin yer almasına sinirlenen Uğur Dündar, konuyu önceki gün Star Tv Ana haber bültenine taşımış ve "Birisi bizim namusumuzla oynarsa, bunun hesabını yargıda sorarız. Ama yargı, bizim namusumuzla oynarsa ne yapacağız?" sözleriyle tepkisini dile getirmişti.

Dündar, bugün de avukatı Vural Ergül aracılığıyla Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) başvuruda bulunarak soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcıları Ercan Şafak, M. Ali Pekgüzel, Fikret Seçen, Mehmet Murat Yönder, Zekeriya Öz ile Nihat Taşkın'ın cezalandırılmasını talep etti.

Avukat Ergül, savcılar tarafından hazırlanan iddianamede meslek ve ahlak kurallarına aykırı olarak, soruşturma konusu ile hiçbir ilişiği bulunmayan, gerçeğe aykırı, mesnetsiz, ahlaksız, iftira ve hakaretlere yer verilerek müvekkilinin kişilik haklarına, onur, şeref ve saygınlığına 'hukuk' adına saldırıda bulunulduğunu ve bu yolla müvekkilimin eş ve çocukları ile aile yaşamına açıkça zarar verildiğini, namusuna dil uzatıldığını, kişisel olarak müvekkilinin uğradığı haksız saldırının cezalandırılması olduğu kadar aynı zamanda demokratik hukuk toplumlarının en etkin ve temel toplumsal denetim mekanizmalarından biri olan hukuka olan inanç ve güvenin sağlanması ve korunması amacını taşıdığını ifade etti.



Kategori : GÜNCEL